Öne Çıkan Haberler
Son Paylasımlar

Şırnak'ta Eğitim Skandalı ?

Cuma günü bütün Türkiyede ilkokul, ortaokul ve liselerde karne dağıtıldı. Ama öyle bir skandal çıktı ki ortaya, Şırnak'ta verilen bir karnenin üzerinde hocanın öğrenci hakkında görüşü belirtilen notta yazılı olan satır ''üniversite ile uğraşma hemen askere git'' diye yazılı
Bu skandalın ortaya çıkmasıyla öğretmenin amacını belirlemek imkansız gibi görünüyor. Türkiye'de eğitim düzeyi açısından devlet politikası yüzünden bir nesili gerdi kalan ve yeni gelen nesilin okuma hırsını söndürmek isteyen bu hocanın amacı ne olabilir.
Böyle skandal bir olaya Milli Eğitim Müdürlüğü nasıl onay vermiş? Hükümetin doğuya yatırım yapıyorum diyerek böyle bir eğitim anlayışı taşıyan öğretmenlerin nasıl bir eğitim vereceği konusunda kusuru görmezden mi geliyor?

Karneyi Görmek İçin Resime Tıklayın
0 yorum

'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı' sonuç bildirgesi açıklandı

'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı' sonuç bildirgesi açıklandı 

Sonuç bildirgesini okuyan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, 15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri konferansı, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandırdıklarını belirterek, "Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettiğimiz sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaşıyoruz" dedi.

Diyarbakır'da hafta sonu gerçekleşen "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı"nın sonuç bildirgesi açıklandı. Kürtçe ve Türkçe olarak okunan bildirgeyi Türkçe DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Kürtçe ise Azadi İnisiyatifi Koordinatörü Adem Özcaner okudu. Tuğluk, 15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri konferansı, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandırdıklarını belirtti. Tuğluk, Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettikleri sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaştıklarını kaydetti.

'Konferansımız tarihi kararlara ulaşmıştır'

Tuğluk, "Türkiye Cumhuriyeti, resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur" dedi. Son yüzyılın kendileri açısından tekçi sisteme karşı başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçtiğini belirten Tuğluk, "Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar" dedi. "Serhildanlar geleneğinin" bir parçası olan PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısının son 30 yıldır sürdüğüne işaret eden Tuğluk, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen Kürt halkının direncinin kırılmadığını vurguladı. Tuğluk, konuşmasını devamında şunları dile getirdi: "Barış ve özgürlük özlemi içinde, Kürdistani kimliklerin katılımıyla toplanan konferansımız, Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atmış ve tarihi kararlara ulaşmıştır."

Tuğluk, konferansta alınan kararları şu şekilde sıraladı:

"* Sayın Abdullah Öcalan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır. Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması gerektiğini ifade etmiştir.

* Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur. Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.

* Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistan'ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.

* Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.

* Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır. İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistan'a aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.

* Konferansımız Kürdistan'ın geleceğinin inşasında gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.

* Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

* Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.

* Konferansımız 21'inci yüzyılın en temel sorunlarından birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumunun toplumdan ayrı ele alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda topluma yapılan bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.

* Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan, Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı 20'nci yüzyıl boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.

* Konferansımız, Rojava parçasında kendi özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm saldırılarını kınar. Konferansımız Rojava'nın, sınır kapılarının açık tutularak tüm Kürdistanlıların Rojava'ya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara Rojava Kürdistanı'nı resmi olarak dahil etmesini talep eder.

* Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Sayın Mesut Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal Konferansın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.

* Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.

* Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder.

* Konferansımız tüm uluslar arası örgüt ve devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder.

* Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın iradesini temsil edecek 'Birlik ve Çözüm Komitesi' oluşturma kararı vermiştir. Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla çalışmalarını yürütür.

* Konferansımız; Türkiye halklarını, Konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya, esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletine Kürt halkının haklarını tanıması için baskı kurmaya çağırır. Aynı zamanda Konferansımız demokratik ve meşru mücadelesini destekler."

0 yorum

Şırnak Beytüşebab'ta Ölen PKK'liye Cenaze Töreni



Beytüşşebap’taki Kato Dağı’ndan geçen yıl 14 Temmuz’da çıkan çatışmada öldürülen, ’Cesur Ozan’ kod adlı Zeki Erdem’in cenazesinin bölgede olduğunu öğrenen ailesi, Beytüşşebap Cumhuriyet Savcılığı ve İHD’ye başvurarak cenazeyi gidip almak istediklerini bildirdi.

Aileye olumlu yanıt verilmesi ile birlikte dün sabah erken saatlerinden itibaren Beytüşşebap’tan araçlarla yola çıkan aileye, BDP’li Belediye başkanları, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda kişi eşlik etti. Kato Dağı eteklerine çıkanları, bir grup PKK’lı karşıladı. PKK’yı simgeleyen bezler ve Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı alanda cenazeyi almak için gelenler beklerken, dağdan bir grup PKK’lılar cenazeyi omuzlarda taşıyarak aşağı indirdi.
Kato Dağı eteğine PKK’lılar tarafından getirilen Zeki Erdem’in cenazesi için burada örgüt mensupları tarafından cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreninde konuşan PKK’lı grubun sorumlusu Sipan Rojhilat, sınırların dışına çekilme sırasında üstlerine düşen görevi yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Başlatılan çözüm ve barış sürecine destek verdiklerini söyleyen PKK sorumlusunun konuşmasından sonra Zeki Erdem’in ağabeyi Nadir Erdem de bir konuşma yaptı.
Konuşmalardan sonra cenaze gelenlere teslim edilirken, PKK’lılar dakikalarca havaya ateş açtı. Beytüşşebap İlçesi’ne getirilerek Cumhuriyet Savcısına teslim edilen cenaze, otopsi ve kimlik tespiti için Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
0 yorum

Eylemci Şoförler Adliyeye Sevk Edildi

Şırnak'ın Silopi ilçesinde eylem yaparak otobüsleri taşladıkları öne sürülen 10 şoför, polis tarafından gözaltına alındı.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde eylem yaparak otobüsleri taşladıkları öne sürülen 10 şoför, polis tarafından gözaltına alındı. İfadeleri tamamlanan 10 kişi adliyeye çıkartıldı.
Edinilen bilgilere göre, 4 yolcu zorunluluğuna karşı Habur'da eylem yapan taksi şoförleri kararı protesto ederek gösteri yapmıştı. Çıkan olaylarda bazı otobüs firmaları atılan taşlardan zarar görmüştü. Silopi ilçe Emniyet Müdürlüğü tarafından ilçe merkezinde bulunan mobese kayıtlarından tespit edilen 10 kişi gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkarılan 10 kişi adli kontrol cezasıyla serbest bırakıldı. - ŞIRNAK
0 yorum

Şırnak'ta Mayın Patlaması

Şırnak'ın milli tabur komutanlığı içinde bulunan şahin tepede bilinmeyen nedenle mayın patlaması sonucu 2 asker yaralandı
0 yorum

Şırnak'ta Hırsızlık Vakaları Artıyor

Şırnak'ta son bir haftada 4 hırsızlık olayının gerçekleşmesi artan bu olaylarla halkın tepkisini çekti


Şırnak merkezde son bir hafta içerinde 4 hırsızlık olayı gerçekleşti.Asayiş olayları arasında Türkiye'nin en sakin 3 şehri arasında gösterilen Şırnak asayiş kontrolü yapılamıyor mu? Emniyet bu olayların takipçisi olamıyor mu? gibi soruları akla getiriyor. Öyle ki bu olaylar gündüz vakti gerçekleşmeye kadar gidiyor. Halk bu hırsızlık vakalarının ardından endişe kapılmış yetkililerin tutumlarına sitem ediyorlar. Bu olayların soruşturmasının emniyetin bir görevi olmasına rağmen herhangi bir adım atılmaması tepki topluyor.

Emniyetin bir an önce bu olaylara el atıp gerekli işlemleri gerçekleştirmesi temenimizdir.
0 yorum

Latin Amerikalı Kadınlar Kayıplar İçin Tütsü Yaktı

DİYARBAKIR/BATMAN/MARDİN - Diyarbakır, Batman ve Mardin'in Nusaybin İlçesinde kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, kayıpların bulunmasını ve faillerinin yargılanmasını istedi. Kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının Diyarbakır'daki eylemine destek veren Latin Amerikalı kadınlar, kayıplar için tütsü yaktı. 
DİYARBAKIR 
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendiği oturma eylemlerinin 227. haftasını geride bıraktı. Kayıpların fotoğrafları ve "Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar. Bir daha geri dönmediler" pankartının açıldığı eyleme; kayıp yakınları, İHD Diyarbakır Şube yöneti ve üyeleri, DÖKH öncülüğünde yapılan çalıştay için Diyarbakır'da bulunan Latin Amerikalı kadınlar, Barış Anneleri insiyatifi üyeleri ve çok sayıda insan hakları aktivisti katıldı. Latin Amerikalı yerli bir kadın, kayıplar için tütsü yaktı. 
Her hafta kayıpların akıbetini sormak için bu alanda toplandıklarını belirten İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, "Ta ki kayıp yakınları, yakınlarının kemiklerine ulaşana kadar ve bunu yapanlardan hesap soruncaya kadar biz, bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. İnceören'in konuşmasının ardından 1993 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde kendi özel aracı ile kaçırılan ve aradan geçen 20 yıla rağmen kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Yeşilmen'in isimli kayıp yurttaşın hikayesi, İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu üyesi Av Gamze Yalçın tarafından anlatıldı.
'Kayıpları ve uğradıkları işkence ile Kürt halkını anlıyoruz'
Yalçın'ın ardından kayıp yakınları ile dayanışmak amacıyla burada bulunduklarını belirten Mapuche halkından Carmen Blaco, "Bu tütsüyü yaktım çünkü; bir insan bir kere ölür ama öldükten sonra unutulursa ikinci bir defa ölür" dedi. Buradaki annelerin kayıplarının akıbetini sorduğunu söyleyen Blaco, "2 bine yakın insan devlet eliyle katledildi. Bu katiller yargı önünü çıkmak zorunda. Yakılan köylerin, tecavüze uğrayan kadınların failleri yakın zamanda yargı önüne çıkmak zorunda. Benim geldiğim ülkede, Şili'de insanlar haklarını ararken hala işkenceye uğruyor. Ama Şili'nin eski katil başbakanı cezaevinde. Biz bu deneyimle, kayıpları ve uğradıkları işkence ile Kürt halkını anlıyoruz. Barış Anneleri'nin ve Kürt halkının yanındayız" dedi. 
Yapılan konuşmaların ardından eylem, kayıp Hüseyin Yeşilmen'in için gerçekleştirilen 5 dakikalılık oturma eylemiyle sona erdi. 
BATMAN
Kayıpların bulunması için Gülistan Caddesi'nde eylem gerçekleştiren kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi üyeleri, 227. eylemlerini gerçekleştirdi. 1990'lı yıllarda kaybedilenlerin resimlerinin bulunduğu "Kaybedilenler" ile "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" pankartının açıldığı eyleme; Barış Anneleri, BDP, KURDÎ-DER ve MEYA-DER, STK temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş da katıldı. Eylemde açıklama yapan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, 1990'lı yılarda kaybedilenlerin akıbetlerinin belirlenmesi ve faillerinin yargı önüne çıkarılması için 227'nci haftadır meydanlarda olduklarını ifade etti. Künteş'in ardından konuşan İHD Batman yöneticisi İlyas Ekinci, biran önce kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması gerektiğini belirterek, "Sayın Abdullah Öcalan'ın son olarak kardeşi Mehmet Öcalan'la yaptığı görüşmede verdiği mesajda, çözüm süreci açısında oldukça önemli, anlamlı ve değerlidir. Sayın Öcalan; 'Ben üzerime düşeni fazlasıyla yapıyorum bundan sonrası devlet ve hükümete bağlıdır' mesajı, Türk ve Kürt halkları arasında takdirle karşılanmış ve kamuoyunu oldukça rahatlatmıştır. Çözüm sürecinin ve barışın sağlanması konusunda geri adım atılamayacak aşamaya gelindiği noktasında hiç kimsenin kaygısı olmaması gerekmektedir. Umarız devlet ve hükümet barış konusundaki sorumluluğunu harfiyen yerine getirecektir" dedi. Eylem 5 dakikalık oturma eylemi ile sonlandırıldı. 
NUSAYBİN 
Mardin'in Nusaybin ilçesinde Dayikên Şemiyê (Cumartesi Anneleri) eylemi bu hafta da Nusaybin Barış Parkı'nda gerçekleştirildi. Eyleme, BDP Nusaybin İlçe eş başkanları A.Bari Eren, Zinnet Alğat ve yöneticiler, Nusaybin Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Dinç, MEYADER ve kayıp yakınlarının yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. 1990'lı yıllarda kaybedilen ve "faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, 1993 tarihinde Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde bulunan evinde gözaltına alındıktan sonra öldürüp minibüse koyularak, yakılan Halit Kaya'nın hikayesi anlatıldı. Kaya'nın hikayesini anlatan eşi Mence Kaya, "Güçlükonak'ta devlet 1993 yılında eşimi gelip evden aldı. 4 gün boyunca gece gündüz aradık. Dördüncü günde kendi ile beraber 11 arkadaşını, Pili'de öldürdüler. Sonra da minibüse koyup minibüsü ateşe verdiler. Ne yaptıysak ne bize ne cenazemizi verdiler ne de bize gösterdiler. Bize 'teröristler öldürdü' dediler. Biz de siz yakaladınız, siz götürdünüz, siz öldürdünüz. Neden onların boynuna koyalım ki' dedik. Kanımızın son damlasına kadar hakkımızı isteyeceğiz" dedi. Eylem "Şehit namirin" sloganı atılarak, sonlandırıldı.
0 yorum
 
Bizi Takip Etmeye Devam Edin
Copyright © 2011-2013. Şırnak Press
Lütfen Alıntı Yaptığınız Takdirde Sayfamızı Kaynak Gösteriniz Aksi Takdirde
Kaynak Göstermeden Yazıları, Yayınları, Haberleri...Vs Paylaşanlar Hakkında Hukuki İşlem Başlatılacaktır.